Öncelikle bu gün görev yapan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yeni bir anayasa yapma hakkı yoktur. Yani bugünkü TBMM’nin “KURUCULUK VASFI” yoktur.
Biran için bir yasa ile bu meclise bu görev verilebilinir diye düşünülebilinir. Ancak bugünkü Meclis, ayıplı bir seçim kanunu ile yüzde on seçim barajı ile oluşmuş bir meclistir.
Anayasa yapıcı yani en baştan anayasa yapacak, kuruculuk vasfına sahip bir meclis olabilmesi için, yeni bir anayasa yapacağı ilan edilerek, tüm partilerin temsil edildiği, yani baraj ayıbı olmayan, bir seçim sistemiyle oluşmuş bir Meclis olması lazımdır.
Anayasaların kalıcı olabilmeleri içinde kurucu vasfına sahip bir Meclis tarafından vasıflı çoğunlukla kabul edilen anayasanın da, yine halk oyuna sunularak, gerek halk oyuna katılımın ve gerekse kabul oylarının da vasıflı bir çoğunlukla çıkması halinde yürürlüğe girebilecek olması gerekir.
Bu günkü iktidar elbette böyle bir anayasa yapımına evet demez, zira azınlıkta kalır.
Bugünkü iktidarın anayasa tartışması açmasının sebebi, aslında tek adam rejiminin yürümediğini artık istemeden de olsa kabul etmek zorunda kalmış olması ve aynı zamanda halkın gerçek gündemi olan, açlık, işsizlik ve ekonomik iflas konularının tartışılmasını önlemektir.
Nitekim 1921 Anayasası ruhu ile 2. Cumhuriyet Kurmak hevesi Anayasanın ilk dört maddesini kaldırmak, böylece laikliği kaldırıp yerine 1921 Anayasasında var olan “ Türkiye Devletinin dini, din-i İslam dır” cümlesini hayata geçirme arzusu ve böylece yürürlükteki Anayasamızın merkez değerlerinden olduğu kabul edilen laiklik ilkesinin ortadan kaldırmaktır.
Kaldırmak arzusunda oldukları “laiklik” ortaçağ dogmatizmini yıkarak aklın öncülüğü, bilimin aydınlığı ve gelişen özgürlük ve demokrasi anlayışının, uluslaşmanın, bağımsızlığın , ulusal egemenliğin ve insanlık idealinin temeli olan bir uygar yaşam biçimidir.
İşte aslında AKP iktidarı bunu yıkmak istemektedir.
Ve yine 1921 Anayasası ruhu dediğiniz zaman, bu anayasanın il ve nahiyelerde halk idaresi, yani birilerinin hayali olan yerinden yönetim ilkesini hayata geçirme arzusudur.
Böylece bazen dostları bazen de işlerine öyle geldiği için terörle bağlantılı gördükleri çevrelerin desteğini alabileceklerini düşünmektedirler.
Bütün hukukçuların bildiği bir diğer konu ise 1921 Anayasasının 23 maddelik çok kısa bir anayasa olduğu, 1876 Kanuni esasini de yürürlükten kaldırmamış olmasıdır. Acaba 1921 Anayasası ruhu ile derken Osmancılık hayali mi kuruyorlar, ya da Atatürk ve silah arkadaşlarının kan ve göz yaşı dökerek kurdukları bu cumhuriyeti yıkıp o büyük insandan torunları olduklarını iddia ettikleri Osmanlının rövanşını mı almak istiyorlar.
Herhalde asıl amaçları bu olsa gerek, ama bu millet buna izin vermez.
Eğer muhalefet partileri oyuna gelmezler ise AKP’nin hayalini kurduğu anayasa yapımını değil meclisten geçirmek, referanduma dahi götüremezler.
Zira AKP ve MHP nin toplam Milletvekili sayıları 340 halbuki referanduma götürmek için bile 360 oya ihtiyaçları var. İşte bunun içindir ki 1921 Anayasa ruhundan söz etmektedirler. Böylece HDP nin de oylarını yanlarına çekmeye çalışıyorlar.
Bütün temennim muhalefet partilerinin parlak vaatlere inanıp oyuna gelmemeleri ve ülkeyi büyük bir kaosa sürüklememeleri.
Çok özlü, önemli ve değerli bir hukuki ve siyasi teşhis ve tesbit,analiz ve sentez, öngörü ve teşhir. Çok değerli yazarı ünlü ve duayyen hukukcu ve siyasetci sevgili Şahin MENGÜ’ye en içten tebrikler ve selamlar, derin saygılar ve en iyi dilekler, yeni başarılar ve konuyla ilgili özel bir ithaf :
EN İLAHİ, İNSANİ, VATANİ, MİLLİ, HUKUKİ VE AHLAKİ GÖREV
Bütün ulusal sınırları tam bir yolgeçen hanına çevirmiş olan
Ve tüm ulusun üzerine bir kara basan gibi çökmüş bulunan
Narsist ve nepotist,
Deist ve neo-faşist
Militarist ve despotist,
En nihilist ve şövenist,
Yerel,bölgesel, küresel mafyacı,
Açık ve gizli emperyal mandacı
Bu klik ve birlik yeni bir ihanete ve melanete daha hazırlanıyor
Yani tüm devleti şeriat, hilafet, cihad makinası yapmayı taslıyor.
Nihai emeli Türk ve Türkçe, Atatürk ve Türkiye karşıtlığı ve Arap hayranlığıdır
Beka,barış,özgürlük,Cumhuriyet, layiklik,hak, hukuk ve uygarlık düşmanlığıdır.
Bu kliğin ve birliğin tüm örtülü ve örtüsüz öznelerini,ögelerini ve hizmetcilerini
Bütün yeraltı ve yerüstü köstebeklerine ve de sağ ve ‘sol’ koltuk deyneklerini
Yenmek ve tarihin en iğrenç çöplüğüne süpürüp dökmek,
En ilahi, insani, vatani, milli,hukuki ve ahlaki görev demek.
Bu görevin ifasının ilk şartı, tek ve en geniş bir Hak, Vatan Ve Halk Cephesi’dir
Kız, kızan,kadın,erkek tüm yurttaşları,bu ulu ve kutsal Cephe’de birleştirmektir.
İşye tam o zaman bütün Türkiye bekasına ve bağımsızlığına yeniden kavuşacak.
Tüm ulus ise iş,aş,ekmek,huzur,mut, genlik,gönenç ve umut ile tekrar buluşacak .
Gönül Pınar Atacı, 11.Şubat.202q
Çok teşekkür ederim