POSCO
Kastamonu’da şeker
Kocaeli’de SEKA için
Rize’nin çayı,
Giresun’un fındığı
Soma’nın madeni için…
Artvin’in yeşili, yaylası
Adana’nın pamuğu için
Adıyaman’ın arpası
Samsun’un tütünü için
Sakarya’nın patatesi,
Ankara’nın buğdayı için
Sinop’un pirinci
Erzurum’un pancarı için…
Dedik ki “biz üretelim, biz işleyelim, biz satalım!”
-Bak yandaş sendika kuruyorlar dedik.
-Özel istihdam bürosu diye süslediklerine bakma amele pazarı kuruyorlar dedik.
-Kıdem tazminatını bitirecekler dedik.
-Özelleştirmeyle her şeyi satıyorlar dedik.
Yola patates döküp “para etmiyor” dediniz.
Tütünü yakıp “özelleştirmeyiz” dediniz.
“Sendika hakkımız engellenemez” dediniz.
Oturdunuz, türkü söylediniz, halay çektiniz, bağırdınız…
Tekme yediniz, ağladınız, işten atıldınız, sendikasız bırakıldınız!
Fabrikalar, araziler, madenler, santraller, yollar, köprüler, taşınırlar taşınmazlar… Bir bir satıldı ‘ah vah’ ettiniz.
Ve ilk seçimde gidip fabrikanızı özelleştiren, ücretinizi arttırmayan, hayvanınızı görmeyen, ürününüzü almayan, haklarınızı vermeyen, tazminatınızı çöpe atan, hatta “fıtratında var” diyerek tekmeleyenlere oy verdiniz.
Şimdi diyorsunuz ki “ POSCO ’yu neden yazmıyorsun?”
Ben fabrikanın sinekli çorbasını içerken iktidarı savunan adama galip gelememişim, şimdi Kocaeli’de iktidar sahiplerinin işçiyi dinlerken ceviz yiyip gargara yaptığını, zorla yandaş sendikalara kaydettirdiğini ama tüm bunlara rağmen 16 yıldır iktidarın hiç değişmediğini hatta ve hatta sendikalı olduğunuz için koskoca işçi kentinde işten atıldığınızı utanmadan nasıl yazayım?
(Koz Kocaeli)