Bir Hayalim Var

Aydınlanma çağının oluşturduğu daha adil, eşit, özgür ve barışçıl dünya umutları tükeniyor. Dünya fanatizmin, dışlamanın, şiddetin arttığı karanlık bir geleceğe doğru yol alıyor.

İç savaşlar, salgın hastalıklar, kaçakçılık, yaygınlaşan kayırma, rüşvet ve kurumların yozlaşması ve benzeri sorunlarbüyümesini sürdürüyor.

Oysa zengin, yoksul, siyah, beyaz; dindar, dinsiz, etnik köken ve benzeri bütün farklılıklarıyla hepimiz aynı gemideyiz… Ve sular hızla yükseliyor…

İnsanlık bir çıkmazda. Sermayenin dini, dili, ırkı olmaz deyip; dili, dini, ırkı kullanarak insanları iliklerine kadar sömüren, onları yokluğa, yoksulluğa sürükleyen küresel efendiler ve taşeronlarının dünyayı getirdikleri yerdirbu çıkmazın sebebi…

Peki, yok mu bunun bir çıkışı?

Bu bağlamda tarih iyi bir öğretmendir. Dünya tarihi haklımücadelelerle doludur. İşte umuda sımsıkı sarılmanın yolu bu haklı mücadelelerde gizlidir.

Bunun için umudu kucaklayan ve sevgiye, barışa, özgürlüğe açılan hayallerimiz var bizim.

Ve zalimler umudun düşmanıdır. Onların bir görevi de hayalleri yok etmek, umudu tüketmektir. Bunun için ellerini eğitimin üstünden hiç çekmezler…

Nazım Hikmet’e kulak verelim:

“Onlar umudun düşmanıdır sevgilim,
Akarsuyun,
Meyve veren ağacın,
Serpilip gelişen hayatın düşmanı…”

Uzak sanılan hayalleriyakın eden umutlardır, sevgilerdir, inançlardır…

Gelin acının kadınların payına en çok düştüğü, Ortadoğu’dan -İran’dan- yükselen Furuğ Ferruhzat’ın, “Güneş Doğuyor” şiirine; kulak verelim şimdi de:

“ …Uzaklardan geldin sen ve uzaklardan
Ve kokular ve ışıklar ülkesinden
Şimdi bir teknedeyim seninle birlikte
Fildişi, bulut ve kristal
Götür beni ey yüreğimi okşayan umudum
Götür şiirlerin ve coşkuların kentine…”

Nasıl derin, içli, umut dolu, inançlı ve insanın içini ısıtan…

Şimdi sıra hayatınıırkların eşitliği mücadelesine adayan Afrikalı Martin Luther King’deve onun 28 Ağustos 1963 tarihinde ABD’deLincoln Anıtı’nda, 200 bin kişiye yaptığı unutulmaz “Bir Hayalim Var” konuşmasında.

“Bugün size diyorum ki, dostlarım, şu anın getirdiği güçlüklere ve engellemelere rağmen bir hayalim var benim…Bir hayalim var. Gün gelecek, eski kölelerin evlâtlarıyla eski köle sahiplerinin evlâtları, Georgia’nın kızıl tepelerinde kardeşlik sofrasına birlikte oturacaklar.

Bir hayalim var. Gün gelecek, bütün vadiler yükselip bütün tepeler ve dağlar alçalacak, engebeli yerler düzlük yapılıp, girintilerle çıkıntılar düzleşecek ve Tanrı’nın şanı yeryüzüne inecek, bütün canlar hep birlikte görecek onu.

Benim ülkem, senin ülken

Özgürlüğün güzel yurdu…” diye devam eder tarihe iz bırakmış, bu etkili konuşma.

Bakın Hindistan bağımsızlık savaşının lideri –kötülüğe karşı aktif ama şiddetsiz direnişi benimseyen Mahatma Gandhi yenilmezliğin yenilişini nasıl anlatır.

“Mustafa Kemal, İngilizleri yeninceye kadar Tanrıyı da İngiliz zannederdim…”

Yaşadığımız dünyada halen ırkçı saldırılar ve söylemler devam ediyor. 20 Mayıs 2020 tarihinde ABD’de George Floyd’un polis şiddeti ile öldürülmesi veUEFA Şampiyonlar Ligi temsilcimiz Başakşehir ile Paris Saint Germain arasında oynanan maçta dördüncü hakemin,yardımcı Antrenör Pierre Webo’ya ırkçı söylemde bulunması bunlardan sadece bir kaçı…

Özetle 10 Aralık İnsan Halkalı Günü’nün 72. yılını geride bıraktığımız şu günlerde halen sular yükselmeye devam ediyor ve gemi su alıyor…

Bütün mücadelemiz dahaadil, eşit, özgür ve barışçıl bir dünyada yaşamak için söylenmesi gerekenleri söylemek ve yapılması gerekenleri yapmaktır. Bunun için korkmayacağız…

Çünkü biz Emperyalizme karşı bağımsızlık savaşı ile yenilmezliği yenen, saraya sultana karşı egemenlik savaşıyla Cumhuriyeti kuran ve gericiliği karşı aydınlanma savaşıyla ulusunu çağdaşlığa taşıyan devrimci bir liderin, Gazi Mustafa Kemal’in çocuklarıyız.

Bu yüzden korkmuyoruz, korkmayacağız… Sonsöz benim ‘Korkma’ adlı şiirimle olsun.

“Korkma çiçekler açacak yine
Gelecek baharda.
Şarkı söyleyecek martılar,
Çocukluğunun güneşli avlularında.
Oyunlar oynayacaksın yeniden;
Kavganın çamurlu, ıslak sokaklarında.
Hiç söylenmemiş sözler dökülecek dudaklarından.
Bakışların, umudu okşayacak
Ve hayallerin yeniden kanatlanacak
Ve özgürlük bütün benliğini saracak.
Kocaman, cesur bir yürek olacaksın unutma!
Yeter ki sen korkma,
Yeter ki sen baharı ve çiçekleri anımsa.’

Hatice Topçu

Rize’de doğdu. İlk, Orta ve Lise öğrenimini Rize’de tamamladı. Lisans Eğitimini İşletme alanında, Yüksek Lisans eğitimini Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Eğitim Bilimleri Fakültesi, Eğitim Yönetimi ve Denetimi alanında tamamladı. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Eğitim Yönetimi ve Politikaları Ana Bilim Dalı, Eğitim Yönetimi ve Teftiş Doktora Programına devam etti. Eğitim işkolunun çeşitli kademelerinde görev yaptı. Şubat 2019 tarihinde kamudaki görevinden emekli oldu.
Yazın hayatına çeşitli dergi ve antolojilerde yayımlanan şiirleri ile başladı. 2004 yılında “TODAİE Hazırlık Kılavuzu” adlı Orta Doğu Amme Enstitüsü Sınavlarına Hazırlık Kılavuzu yayımlandı. İlk şiir kitabı;“Karanlığın Elleri”2008 yılında, ikinci şiir kitabı; “Yasak Elma” 2016’da yayımlandı.
Eğitimci, Şair ve Yazar’ın okul öncesi eğitim çocuklarına yönelik hazırladığı “Can Okulda Dizisi” olarak altı adet hikâye kitabı (Okul Heyecanı, Okulda İlk Gün, Can ve Cansu, Görüyor Öğreniyoruz, Balonlarla Dans ve Can Partiyle) 2017 yılında yayımlandı.
“Çağları Delen Önder Atatürk” dizisinin ilk kitabı olan “Altın Saçlı Çocuk” romanının birinci baskısı Ocak 2019 yılında, ikinci baskısı Ağustos 2019 ve üçüncü baskısı Kasım 2019 yılında yayımlanmıştır. Serinin İkinci romanı “Hayallere İlk Adım” romanının birinci baskısı Ağustos 2019 yılında, ikinci baskısı Kasım 2019 yılında yayınlanmıştır.
‘Kül Rengi Dünya” romanı Kasım 2019 yılında yayımlanmıştır. Ayrıca yazarın, Eğitim Bilimleri alanında bilimsel makaleleri bulunmaktadır ve çeşitli gazetelerde makale yazmayı sürdürmektedir. İki çocuk annesidir.