Katar katar kıyamet alameti…
Dabbe; debelenen şey, demek.
Dünyaca dabbe içindeyken, ülkece dabbetül-arz Katar içindeyiz ne yazık ki!
Debelenip duruyoruz…
Yargıda debeleniyoruz,
İnsan haklarında debeleniyoruz,
Cumhuriyet’in değerlerinde debeleniyoruz,
Cumhuriyet’in varlıklarında debeleniyoruz,
Dabbetül-arz tepemizde yani…
Kıyamet öncesi ortaya çıkacağı söylenen Dabbetül-arz , dönem dönem çıkıyor aslında;
Mesela Hitler ile çıktı,
Mesela Çavuşesku ile çıktı,
Mesela ABD’yi yöneten başkanları ile çıktı.
Aslında hiç yok değildi.
İnsanlığı, insanı yok etmek için hep vardı, Dabbe…
Rahmet ile andığım Yaşar Nuri Öztürk şöyle yazmış,
” Naml suresi 80-85. ayetler,
İnsanoğlunun, kötülükleri yüzünden uğrayacağı sonu ( kıyameti) anlatırken, bu sonun geldiğini gösteren belirtilerden biri olarak yeryüzünde bir dabbenin çıkacağına dikkat çekmektedir.
82. Ayet şöyle diyor;
” O söz, tepelerine indiğinde, yerden onlar için bir dabbe çıkarırız da o onlara insanların bizim ayetlerimize gereğince inanmadıklarını söyler.”
İnanan ya da inanmayanlar için bu ayetin anlamı şudur;
Şayet kul hakkı yerseniz, devletin malını korumazsanız, hırsızlık yaparsanız, cana kıyarsanız, öksüzü yetimi üzerseniz, adaleti yok ederseniz, komşusu açken siz tok yatarsanız, insan değilsiniz. Layığını bulursunuz.
Şimdi, dünya’da ve ülkemizde kim kul hakkı yiyor? Kim devletin malını, babasının malı gibi yiyor, kullanıyor?
Kim hırsızlık yapıyor, kim hırsıza göz yumuyor?
Kim öksüzü, yetimi üzüyor?
Adaleti kim eziyor, adil olmamayı kim/kimler görmezden geliyor?
Kim ya da kimler dünyada ve ülkemizde onlarca ” AÇ” varken vicdansızca uyuyor?
Topraktan çıkacağı söylenen Dabbetül-arz,
Politik güç! sağlamak adına, nefret dili kullananlara,
Toprağın kıymetini bilmeyenlere ,
Yeraltı sularını, içme sularını, milletin yaşam kaynağının kontrolünü başkalarına devir edenlere,
İşçinin teri kurumadan hakkını verin diyen, dindar olduğunu söyleyip, söylemlerine uymayanlara,
Doğal afetlerde, Pandemi’de, devletin elinin uzanması gereken yerde duymayanlara,
Sattıklarının hesabını vermeyenlere,
Kara deliklerde nefessiz çalışıp, hakkını isteyenleri yerlerde sürükleyenlere,
Toprağın nimetlerini geri tepip, çiftçisini perişan edip, ithal tohuma mecbur bırakanlara, ithal ürünleri milletine sunanlara,
Angus’ları reva görüp, hayvancısını samana muhtaç bırakanlara,
Millet açken, ülkenin en büyük bütçesini ” Dua ” etsinler diye Diyanet’ e aktaranlara,
Aç yatıp, aç ölenlere vicdanları sızlamayanlara şart Dabbetül-arz.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk diyor ki;
” Benim havarilerim yoktur. Memleket ve millete kimler hizmet eder ve hizmet yeteneği ve kudreti gösterirse havari onlardır.”
1923 ( NUTUK II . S 794)
Havari olun Atam evlatları….
Ellerini vicdanlarından çekenlerden değil, vicdanlarını unutmayanlardan olun.
Aç ölen çocuklar varken, hala sokaklarda canları alınan kadınlar varken,
Hala çöplerden yiyecek toplayanlar varken ve hala saraylarda uyuyanlar varken sen uyuma çocuk!
“Söz konusu vatansa,gerisi teferruattır diyen” Atatürkçü,Cumhuriyet kadını…
Tşk Ayşe Uçar çok güzel anlatmışsınız yazınızda
İlgi ile takip ediyoruz
Nutuk’un tarihi 1923 olarak yazılmış, sanırım bir hata var…
Daha doğrusu konuşma tarihi diye belirtilmemiş…