Türkiye’de demokrasiye, insan haklarına, eşitliğe, laikliğe, adalete inanan, ‘Güçlü bir Parlamento’ sistemini uygulamayı hedef edinmiş bir partinin kurulması idealim olan bir düşüncedir. Ortanın sağında, solunda, şurasında burasında değil akılcı bir parti olmalı. Belirli halk kesimlerinden oy sağlamak için belirli kitleleri hedefine oturtan değil, bütün milletin çıkarlarını gözeten, hak, hukuk adalet çizgisinde olan bir parti olsun isterim. Önümüzdeki yıl 50. yılı dolduracağım İngiltere’de iki kişi bir araya gelse Siyasi Parti kurabilir ve bir sonraki Parlamento seçimlerine de katılabilir. Türkiye’de ise İngiltere’ye kıyasla parti kurma şartlarının ne kadar zor olduğunu siyasetle ilgilenenler bilir.
Hani ekonomide bir söz vardır. İlk kapiti kazanmak ikinci bir milyonu kazanmaktan daha zordur derler ya, işte o cinsten. Milli futbol takımını kurar gibi parti kurma yolunda idealimdeki ilk onbir kişiyi ikna edebilsem gerisi kolay diye düşünüyorum. İlk onbiri kurmak için büyük kısmını CHP kanadından son yıllarda parti politikalarına kurban edildiğinden yeniden seçilememiş, çok değerli olduklarını düşündüğüm eski milletvekillerinden seçerdim. Bunların her biri ikişer arkadaşlarını davet eder, olur 33. Bu 33 kişi de ikişer kişiyi davet ederse 99’a ulaşırız. Bu 99 arkadaşla yapacağımız çalışmalarla ‘Parti Tüzüğü’ hazırlanır, partiye isim bulunur. Artık partiyi kurma aşamasına gelmiş oluruz. Bu işin fikir babası olarak parti başkanlığını bir yıldan kısa zamanda parti teşkilatı kurulana kadar üstlenirim. Daha sonra Kurucu Üyeler olan 99 kişinin oylamasıyla seçimlere girecek Parti Genel Başkanı seçilir.
Yıl 1968. İngiltere’ye gelmeden önce İpragaz’ın ana merkezi olan İstanbul Harbiye’de Satış Mümessili (veya Müfettiş olarak adlandırılırdık) olarak çalışıyorum. Şirket arabası olan Volksvagen marka araçla Anadolu’yu geniş ölçüde görme şansım olmuştu. Bir kış günü Ordu İpragaz bayimizi ziyaretimde kendisini yirmi kişiyi aşan yakın akrabaları ve arkadaşlarıyla bir odada sohbet ederken buldum. Ne olduysa bir müddet sonra diğerleri birer ikişer odayı terkettiler ve sadece bayi olan zatla (ismini hatırlamıyorum) başbaşa kaldık. Bana işlerinin iyi gittiğini, ayrıca yılda üç yüzün üzerinde kamyon da sattığını, işlerinin yoğun olması nedeniyle daha çok tanınmak için girdiği İpragaz işiyle uğraşmaya vakit ayırmada güçlük çektiğini söyledi ve kabul edersem 5 bin abonesi olan ipragaz işini benim üstlenmem halinde gaz işindeki karın yarısını alabileceğimi teklif etti. Bu beklenmedik fakat benim açımdan çok cazip olan teklifi o sıralar yurt dışına çıkmayı planladığımdan teklifini ret etmeden önce kendisine ‘Biraz önce yanınızda olanlar anladığım kadarıyla yakın akrabalarınız ve arkadaşlarınız, onlardan birini neden seçmiyorsunuz’ dedim. Cevabı kısa ve net oldu. ‘Bana adam lazım adam, sen teklifimi kabul ediyor musun, etmiyor musun’. Tabii ki teklifini nazikane ret ettim. Bunu niye anlattım? Parti kurmak isteyenler bunun çok zor olduğunu, çok para gerektiğini söylerler. Ben de aksine paradan çok adam lazım, adam diyorum. Atatürk’ün savaşmak için para lazım diyenlere para bulunur dediği gibi para bulunur ama siyaset meydanında arkasından gidecek adam zor bulunuyor.
Seçimlerde Başkanlık için çıkaracağımız aday gene partiyi kuran 99 üye arasından seçilir. Başkan seçilmesi halinde ilk üç ay içinde Parlamenter Sisteme dönülmesi için referanduma gideceği veya Parlamento içinde değişimi gerçekleştireceği sözünü vermelidir. Yaşımın önümüzdeki yıl 80 olacağı hesabıyla ben yukarıda anlattıklarımın gerçekleşmesi dışında siyasetten başka bir şey beklemem ve parklarda kuşları beslemeye vakit ayırmak isterim. 22 yıllık İngilteredeki siyasi hayatımda dört ve Türkiye’de iki Parlamento seçimine katıldım. İngiltere’de Avrupa parlamentosu seçimlerine girdim. Yaşımın verdiği tecrübelere dayanarak söyleyebilirim ki yazdıklarımın içeriği gerçekleştiğinde Türkiye seçimlerde iddialı olacak güçlü bir parti kazanmış olur.Yeter ki partiyi adam gibi adamlar kursun. Şimdilik düşüncelerimi oldukça yansıtan ‘Çoban Ateşi Hareketiyle kurulacak yeni partiyi bekleyelim.
Ekonomist, Siyasetçi, İş Adamı. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi İşletme – Maliye bölümü mezunu. 1970 yılından beri Londra’da yaşıyor. 1997 yılında İngiliz siyasetine Bağımsız Milletvekili adayı olarak girdi. 2000 yılında Reform 2000 Party’sini kurdu. Halen aktif olarak başkanıdır. Dört Parlamento, bir Avrupa parlamentosu ve bir de Londra Büyük Şehir Belediye Meclis Üyeliği olmak üzere altı büyük seçime girdi. İngilizce yazıları İngiliz Milli ve yerel gazetelerinde yayınlandı. Halkın yararına kanun çıkarılması yolunda mücadele verdi. Türkçe yazıları Cumhuriyet Gazetesi de dahil olmak üzere Türkiye’de çeşitli yayın organlarında, Londra’da Türkçe Gazetelerde, internet sitelerinde yayınlandı. 2002 Yılında Sadettin Tantan’ın Yurt Partisinden İstanbul 1. Bölge, 2007’de Bağımsız aday olarak İstanbul 3. Bölgeden Milletvekili adayı oldu. İngiltere Atatürk’çü Düşünce Derneğinde Yönetim Kurulu azalığı yaptı. Halen ADD’nin Danışma Kurulu üyesidir. Bütün dünya insanlarının güvende ve ekonomik refah içinde yaşaması, Müslüman Ülkelerin çağdaş düşünceye kavuşması en büyük ideali. Hak, hukuk ve adalete dayalı bir demokrasiyle, Güçlendirilmiş Parlamentosu olan, insanların refahiçinde yaşadığı bir Türkiye için mücadele vermeye devam ediyor.