Politika yapmak bir satranç oyunudur.
Politikacı ya oyunu iyi bilerek oynayandır, ya da oyunda malzemedir. Şahtır, vezirdir, fildir, attır, kaledir veya piyondur. İyi bir politikacı ülkesini ihya eder, felaketlerden uzak tutar veya aksi, batırır, bitirir.
Atatürk bütün mücadelelerinde başarılı bir liderdi. Askeri deha, Başöğretmen, Reformlarda, Ekonomide, Kültürde, Sosyal hayatı düzenlemede… Satranç oyununda oyuncuydu, oyun kurucuydu.
Peki bizdeki Parti Başkanlarında liderlik vasfı var mı? Sanmıyorum. Hangi lider başarılı bir oyun kurucu? Satranç oyununda şah, vezir piyon veya diğer figürleri yakıştırabilirsiniz ama gerçek anlamda lider olma ‘En büyük başkan bizim başkan’ çığlıklarıyla ve ayakta alkışlarla olunmuyor.
Batı ülkelerinde parti başkanları önce kendilerini iyi tanırlar. Seçim kaybettiklerinde yaptıkları hatayı farkeder ve genellikle istifa etme erdemine sahiptirler. Koltukla sıkı bağları yoktur.
Bu girişin yazımın başlığıyla ne alakası var, ona geleyim. Türkiye 11 Martta Kovid-19 Pandemi virüsüyle tanıştı. 4 Nisanda Medya Siyasette ‘Komplo Teorileri’ başlığıyla yayınlanan yazımda ki virüs çıkalı daha bir ay geçmemişti, salgının ciddi olarak ele alınmadığı kanaatiyle, Pandeminin Türkiye’desürü bağışıklığına bırakılmış olabileceğini bir komplo teorisi olarak vurgulamıştım ki geldiğimiz nokta bunu kanıtlar görülüyor.
İkinci komplo teorisi olarak da ileride Pandemi fırsata çevrilip OHAL ilan edilebilir demiştim. Henüz bu gerçekleşmedi ama daha ileri bir tarihte olabilir. Zaten son günlerde alınan tedbirler de bir nevi ilan edilmemiş OHAL uygulaması ama Büyükşehir Belediyelerine el koyma maksadıyla resmen de gelebilir.
Şimdi yukarıda bahsettiğim ikisine ilave olarak dünya üzerinde gözlemlerimle bir üçüncü komplo teorisinden bahsedeceğim. Kapitalist ülkeler pandemi mücadelesinde ‘Tam Kapanma’ya zorda kalmadıkça pek yanaşmıyor. Nedeni bu durumun borsalarının, özellikle diğer ülkelere karşı rekabette uğrayacağı zarar.
Türkiye bunun neresinde? Son alınan kararlara bakın. Borsa ile ilişkili olmayan kahveler, lokantalar, küçük esnaf gibi yerler belirsiz tarihe kadar kapanırken AVM’ler, fabrikalar, büyük işletmeler, bir çok inşaat işleri faaliyette, yola devam ediyor. Borsa bizim için çok mu önemli derseniz burada komplo teorisiyle düşünerek söyleyeyim, bizim için değilse de Borsamızın %70’ini elinde tutan yabancılar için çok çok önemli. Dünyanın bir ülkesinde borsanın özellikle pandemi nedeniyle çöküşü domino etkisiyle diğerlerini de etkiler de ondan.
Sağlık Bakanının aylardır hasta ve halen ölüm sayılarını halktan gizlemesi de işte bundan. ABD ve İngiltere sürü bağışıklığını uyguladıklarını açıkça belirtmişlerdi. Emperyalist olan bu ülkelerde hükümete güvenle halkın büyük kısmı fazla tepki vermedi. Trump’ın pandemiyi çok kötü yönetmesine karşı seçimlerde halen başabaş gitmiş olması bu nedenledir. Kapitalizm pandeminin soykırımı yapmasına kendi ülkelerinde dahi göz yumdu. Bizde ise saray halka bunu izah edemezdi. O nedenle somut bulgulara rağmen uzun zaman halktan sakladı ama gerçeklerin bir gün ortaya çıkma gibi bir huyu vardır.Sağlık Bakanı verilerinin sağlıklı olmadığı anlaşıldı.
Şimdi gerçekleri birazortaya dökelim. Bizdeki adı ne olursa olsun Başkanlık sistemi bir Amerikan projesi idi. Amerika’nın Ortadoğu’da CIA Türkiye masası Şefi Paul Bernard Henze 2006 yılında Beyaz Saraya sunduğu raporda ‘Başkanlık Rejimine Mutlaka geçilmelidir’ demişti. Bu sistemde bir kişiye ABD’nin isteklerini kabul ettirmek çok kolaylık sağlar. Tayyip Erdoğan’ın ABD’de mal varlıkları olduğu iddiası, Halk ve Ziraat Bankası üzerinden baskılar, Türkiye’nin dış krediye ihtiyacı ve daha sayılacak bir çok nedenlerle saray şantaj demesek de büyük baskı altında. Bu durum, AKP iktidarının ABD ve Batı emperyalizminin isteklerine boyun eğmesi sonucu halkımızın sağlığını korumada başarısız olacağı iddialı komplo teorilerimi canlı tutuyor. KOVİD-19 virüsünün yürüttüğü soykırımla başa çıkmada alınan tedbirler de vitrin makyajından ibaret kalır.
Yukarıda belirttiğim nedenlerle Pandemiyi yok etmede gerçek mücadele, bütün dünyada aynı zamanda uygulanacak bir aylık tam kapanmayla olur.İnsan hayatının değeri bir gün farkedilirse.
Saygılarımla
Erol Başarık Reform 2000 Party’si Genel Başkanı – İngiltere
Ekonomist, Siyasetçi, İş Adamı. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi İşletme – Maliye bölümü mezunu. 1970 yılından beri Londra’da yaşıyor. 1997 yılında İngiliz siyasetine Bağımsız Milletvekili adayı olarak girdi. 2000 yılında Reform 2000 Party’sini kurdu. Halen aktif olarak başkanıdır. Dört Parlamento, bir Avrupa parlamentosu ve bir de Londra Büyük Şehir Belediye Meclis Üyeliği olmak üzere altı büyük seçime girdi. İngilizce yazıları İngiliz Milli ve yerel gazetelerinde yayınlandı. Halkın yararına kanun çıkarılması yolunda mücadele verdi. Türkçe yazıları Cumhuriyet Gazetesi de dahil olmak üzere Türkiye’de çeşitli yayın organlarında, Londra’da Türkçe Gazetelerde, internet sitelerinde yayınlandı. 2002 Yılında Sadettin Tantan’ın Yurt Partisinden İstanbul 1. Bölge, 2007’de Bağımsız aday olarak İstanbul 3. Bölgeden Milletvekili adayı oldu. İngiltere Atatürk’çü Düşünce Derneğinde Yönetim Kurulu azalığı yaptı. Halen ADD’nin Danışma Kurulu üyesidir. Bütün dünya insanlarının güvende ve ekonomik refah içinde yaşaması, Müslüman Ülkelerin çağdaş düşünceye kavuşması en büyük ideali. Hak, hukuk ve adalete dayalı bir demokrasiyle, Güçlendirilmiş Parlamentosu olan, insanların refahiçinde yaşadığı bir Türkiye için mücadele vermeye devam ediyor.