Din, büyük bir toplumsal kurumdur. Dinin inkâr ve ihmali, salt imanî bir sorun olmayıp sosyolojik anlamda karşı karşıya kalınması muhtemel bir kısım problemlerin de kaynağını teşkil etmektedir. Bu cümleden olarak belirtelim ki imanî açıdan dine uzak olanların dahi din konusunda donanımlı, bilgili ve kanaat sahibi olması şarttır.
Dinin ve dinsel değerlerin küresel politik atmosferde ne denli etkili olduğunu yaşayarak gördüğümüz günümüz dünyasında, İslam ve İslam orijinli mezhepsel ve siyasal hareketlerin ve onlardan kaynaklı bazı inançsal tartışmaların doğru ve isabetli bir tahlilini yapamayanların global siyaseti anlama noktasında da çoğu kere kimi fahiş yanlışlara sürüklenecekleri muhakkaktır. O halde din, yalnızca dindarlar için değil herkes için gereklidir. Kimine bir iman ve amel sistemi, kimine de bilgi sahibi olunması gerekli sosyokültürel bir yapı olarak…
İşte bu çalışma, bir yönüyle de bu gerçekten hareket etmektedir. Dolayısıyla da bu çalışma, sadece inananlara değil inançsızlara da hitap eden bir çalışmadır.
İslam, bu çalışmanın failinin bir iman ve amel sistemi olarak benimsediği bir dindir. Ne var ki artık herkesin kabule yatkın hale geldiği bir gerçek olarak belirtelim ki, İslam yekpare bir din değildir. İslam’a dair ortaya atılan görüşler, yapılan yorumlar ve işlenen fiiller hangi İslam sorusunu haklı bir biçimde sordurmaktadır.
Biz bu soruya mezheplerden, cemaatlerden, tarikatlardan bağımsız bir biçimde Muhammedî İslam diyerek yanıt veriyoruz. İşte bu noktadan hareketle ifade ediyoruz ki, Allah ve Kur’an ile aldatmanın, dahası ezan, namaz gibi kutsal kavramlarla kandırmanın temelinde yatan neden Muhammedî İslam çizgisinden sapmaktır. Bu sapma, dar bir çevrede kalan bir sapma değil kitleselleşerek Müslüman toplumların tümünü kuşatma altına alan büyük bir sapmadır.
Sapmanın teşhis ve tespiti elbette çok zordur. Zira bu sapma, yüzyıllardır yerleşmiş kalıplara ve ön yargılara dayanıyor. Kalıpları kırmanın ve ön yargıları parçalamanın çetinliği kadar teşhis ve tespitin ardından ortaya konacak çözümün de çeşitli saldırılara maruz kalması, türlü ithamlarla muhasara altına alınması kaçınılmazdır. Ne var ki bu kaçınılmazlığa rağmen; “gerçeklerin er ya da geç bir gün mutlaka ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır,” sözünden hareketle hakikatin kendini izhar etmesi sürecinde birilerinin yol açıcı ve katalizör olması elzemdir. İdrak sahipleri için bundan kaçış gerçeğe çıyanlık etmektir.
Hakikatin izharı sürecinde yol açıcı ve katalizör olmak, feraset ve basiret sahibi her müminin görevidir.
Bu çalışmamızın bu görevi ifa eden çalışmalardan biri olması dileğiyle çalışmamızın kitap haline gelmesi ve siz değerli okuyuculara ulaşması sürecinde emeği ve katkısı olan herkese içtenlikle teşekkür ediyorum. Sözlerimizi bir Kur’an sözüyle bitirelim:
“Rabbimiz ışığımızı tamamla ve bizi bağışla…” (Yasaklama Bölümü 8. Söz)
Kitabımızda yer alan başlıklar şunlardır:
Kitabımız Kırmızı Kedi Yayınevi tarafımdan yayımlandı. Temin etmek isteyenler başta Kırmızı Kedi Kitabevleri olmak üzere tüm kitapçılara başvurabilirler. Ayrıca internet kitap satış sitelerinden de temin etmek mümkündür.
Esenlik dileklerimle…
CEMİL KILIÇ
İLAHİYATÇI YAZAR
Kitabı İnternet üzerinden satın almak isterseniz lütfen TIKLAYINIZ
İstanbul’da doğdu. Sinop Gerze nüfusuna kayıtlıdır.
İlköğrenimini Sinop ve İstanbul’da tamamladı. İstanbul’da Küçükköy İmam Hatip Lisesi’nin ardından Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nin Kelam ve İslam Felsefesi Bölümü’nü bitirdi.1998 yılında aynı üniversitenin Ortadoğu ve İslam Ülkeleri Enstitüsü, Sosyoloji ve Sosyal Antropoloji Anabilim Dalında Yüksek Lisans eğitimine başladı.1999 yılında Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenliğine atandı. 2001 yılında; “Ümmet Sisteminden Ulus Devlete Geçişte Harf İnkılabının Kültürel Değişim Üzerine Etkileri” teziyle Yüksek Lisans eğitimini tamamladı.
2001- 2002 yıllarında askerlik görevini yaptı.
2006 yılında Eğitim İş Sendikası İstanbul örgütlenmesine katıldı. O yıldan bu yana Eğitim İş şube yönetim kurullarında yönetici olarak görev almaktadır.
Atatürkçü Düşünce Derneği Fatih Şubesinin kurucuları arasında yer aldı. Derneğe üyeliği devam etmektedir.
Yurt içi ve yurt dışında pek çok panel, konferans ve sempozyuma konuşmacı olarak katıldı, katılıyor.
Pek çok gazete demeçleri yayımlandı. ODATV, gerçek gündem, medya siyaset başta olmak üzere bazı internet sitelerinde yazıları yayımlanmaktadır. Din, laiklik, İslam mezhepleri ve Alevilik üzerine televizyon ve radyo programlarına katıldı. Halk TV, Ulusal Kanal, Cem TV, Yol TV, KRT TV, TELE 1 gibi yayın organlarındaki söyleşi programlarında konuşmacı olarak yer aldı.
CEM VAKFI tarafından AİHM’de açılan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi ile ilgili davada yer aldı. Mahkemenin gerekçeli kararında söz konusu derslere dair hazırladığı bir rapora yer verildi.
13 Ağustos 2017 tarihinde “Atatürkçü, Cumhuriyetçi İlahiyatçılar” adıyla kurulan oluşuma öncülük etti. Oluşum aynı tarihte yayımladığı bildirgeyle laiklik çağrısında bulundu. 20 Eylül 2017 tarihinde yayımlanan ikinci bildirgede ise Diyanet İşleri Başkanlığına laiklik görevini yerine getirme çağrısında bulunuldu.
15 Ocak 2019 tarihinde görevinden uzaklaştırıldı (Açığa alındı).
Mayıs 2019’da yeniden göreve iade edildi. Halen eğitimcilik görevine devam etmektedir.
İki yıl boyunca TELE 1 ekranlarında “Karanlıktan Aydınlığa” adlı bir program yaptı.
Mayıs 2018 tarihinde “İslam Bu- Muhammedî İslam” adlı kitabı yayımlandı.
Haziran 2019’da “İslam’a Kurulan Pusu: Kur’an İle Aldatmak” adlı kitabı yayımlandı.
Mayıs 2020’de “Cami ve Siyaset” adlı kitabı yayımlandı.
Evli ve BUMİN KAĞAN adında bir oğlu vardır.
Hocam sorun sadece seni prof.secmisler 7 8 bin maaş Alman ama birgün ben bu adaletsizliğe itiraz ediyorum diye bu askeri ücret 2000 TL olmamalı diye bı yazı yazarsan belki kitabın inandırıcı olabilir ben de havzali bir işçi çocuğuyum çok 25 Mayıs 19 Mayıs kutladım hepsi boş hangi prof amir millet vekili zengin çocuğu şehit olmuş herşey iman oda ancak tarikat ve cemaatle sağlam tutabilirsin