Yürürken ayakkabı tabanlarının bile
eridiği şu günlerde unutmamamız
gereken görevlerimiz var.
Daha dün otobüsten inerken gördüm.
Bir köpek parkta bir dondurma
kutusunu yalıyor, Az ileride duran
dört kedi onu izliyordu.
Akıllı telefonuma baktım,
36 derece…
Hissedilen en az 46…
***
İlk bakışta oyun gibi geliyor tabii.
Ama hiç de öyle değil…
Zavallı hayvancıklar kurumuş ağızlarını
ıslatma derdinde.
Ne mümkün…
Kutuda su yok.
Dilleri yok ki;
“Hey arkadaş susadık”
“Hey arkadaş acıktık” desinler.
***
Kendimce yapılması gereken neyse yaptım.
Çevredeki esnaf sağ olsun
ne istediysem yardım ettiler.
Kendilerinin de kaplara su doldurduklarını
söylemelerine rağmen sitem ettim:
“Madem yapıyorsunuz.
Sürekli takipte olun lütfen”
Hem hak verdiler hem de söz.
Bizler konuşurken hayvancıkların
bir su içişi vardı bir su içişi vardı.
Gözyaşı dökmemek mümkün değildi.
…………………
………………
…………!
***
Teşekkür ettiler biliyor musunuz?
Şaşırmayın şaka yapmıyorum.
Öyle bir baktılar ki…
***
Bir şey mi yaptım? Hayır.
Eminim ki birçoğunuz
hayvancıklara yardım ediyor,
onları içiriyor ve doyuruyorsunuz.
bazen ben de dahil olmak üzere
bazen onlara ilgiyi unutuyoruz.
Hele bu sıcaklarda ne olur
unutmayalım.
Balkona, pencereye,
sokak kapısı önüne, parklara,
çatılara mutlaka su koyalım.
Yemek koyalım, mama koyalım,
yem koyalım.
Kuşlar, kediler, köpekler ve
nice hayvanlar aç susuz kalmasın.
Lütfen ama lütfen unutmayın.
Kocaman kocaman teşekkürler…
“Bir hiç… Birlikten dirlik, sevgiden aşk doğar anlayışını benimseyen,
Milli Birlik, Milli Beraberlik ve Milli Ruh peşinden koşan Türkiye Cumhuriyeti delisi…”