Çocuklarınıza, geleceğin onların ellerinde, yüreklerinde şekilleneceğini, ilim ile, irfan ile, hür fikirleri ile memleketin en büyük ordusu olduğunu …
” Muallimler, hanımlar ve muallim efendiler, bu irfan yuvası altında hepinizi bir arada görmekten ve hepinizi selamlamaktan çok memnunum”, böyle başlamıştı sözlerine Gazi Mustafa Kemal Atatürk.
Bize öğrettiği her kelime için, her inanç için, her umut için selam olsun Atama…
”Memleketimizi, toplumumuzu gerçek hedefe, gerçek mutluluğa ulaştırmak için iki orduya ihtiyaç vardır. Biri vatanın hayatını kurtaran asker ordusu, diğeri memleketin geleceğini yoğuran irfan ordusudur. Bu iki ordunun her ikisi de kıymetlidir, yücedir.”. böyle devam eder konuşmasına.
Son yıllarda tarumar edilen en yüce değerlerimize sahip çıkmaktır görevimiz.
Ve şimdi, öğretme sırası hepimizdedir.
Önce insan olmanın, vatandaş olmanın, vicdanını dinleyerek vatana sahip çıkmanın , vatana sahip çıkarken ilerlemenin, muassır medeniyete ulaşmanın fikri hür, vicdanı hür kimseler ile var olacağını hatırlamanın, uygulamanın sadece öğretmenlerin görevi olmadığını anlamış olmanın gerekliliği ile başarmanın gerekliliğidir ”Öğretmen ” olmak…
Vicdanın, insanı en yüce varlık yaptığını , yardımlaşmanın ruhuna iyi geleceğini, sevginin gücünün her türlü güçlüğü yeneceğini öğretin…
Yüreğinde sevgi çoğaltanların insanlık için, vatan için iyi ve doğru işler yapacağını anlatın…
Ve sevgili öğretmenlerimiz, anlatın, bu ülkenin çocuklarına, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkelerini, inkılaplarını değil sadece, o güzel insan yüreğini, savaşırken barışı inşa etmesini, barış için savaştığını. Bu topraklarda başı dik yaşasınlar diye çocuklarımız, onların nasıl savaştığını, nasıl öldüklerini, ne için öldüklerini anlatın.
Bu topraklarda, ilim ilerlesin diye, bilim ilerlesin diye, sanat ile yoğrulsunlar diye savaştıklarını anlatın.
İdealist yüreklerin neler başarabildiklerini, umutların ve hayallerin ardından nasıl çalışarak başarıldığını anlatın.
Bayrağın gökyüzünde dalgalanmasının gereğini, onurunu anlatın…
Şimdilerde İmam Hatiplere evrilen fen liselerinin gerekliliğini siz anlatın sevgili öğretmenlerimiz.
Açlığın, kader olmadığını…
Adaletin, ahiret işi olmadığını…
Andımızın, çocuklarımızın ruhunu okşadığını…
”Türk Milleti” demenin ayrımcılık değil, ULUS milleti olmak olduğunu anlatın…
Çünkü: Bizler, O koca gönüllü öğretmenlerimizden öğrendik, Anadolu’yu, yerli malı haftalarının önemini, okuduğumuz şiirlerde gördük yiğit yürekleri…
Kahramanlarımızı tanıdık, söylerken ” Dağ başını duman almış” marşını , tıpkı Atam gibi, onunla yürüyen silah arkadaşları gibi hissettik, güçlendik.
Şimdi anlatın öğretmenim, mavinin derinliğinin sadece gökyüzü olmadığını, denizin derin suları olmadığını…
Ve sadece bir çift göz olmadığını…
Şimdi anlatın öğretmenim, o mavi gözlerin, yolumuz olduğunu…
Başöğretmenim Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ödevimdir anlamak, anlatmak…
Asla yılmadan anlatacağıma, gücümün yettiğince öğreteceğime AND içerim…
Ve 24 Kasım öğretmenler günü yitirdiğim, çok şey öğrendiğim sevgili Babam…
Başöğretmenim ve ilk öğretmenimi sevgi saygı ve özlemle herdaim anacağım…
Ruhlarınız Şad olsun…
“Söz konusu vatansa,gerisi teferruattır diyen” Atatürkçü,Cumhuriyet kadını…
Dahi insan ve başkomutan, ulu kurtarıcı ve büyük kurucu, ezeli ve ebedi BAŞÖĞRETMEN Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün tüm mevcut ve müstakbel öğretmenler için söylemiş olduğu çok derinden etkileyen hatta büyüleyen muhteşem söylemlerini, böylesine mükemmel bir biçimde ANLAYAN VE ANLATAN ve O MAVİ GÖZLERİN YOLUMUZ OLDUĞUNU yazan sevgili Ayşe UÇAR’ın gerçek ATATÜRK’cü genç ve güzel kalbine, öpülesi usta ve zarif eline ve altın gibi pak ve parlak kalemine sağlık.