Türkiye, 1923 Lozan Antlaşması’nın 15. Maddesi ile Osmanlı Devleti döneminde 1915’te ilhak edilen Onikiada, Rodos ve Meis olmak üzere toplam 14 ada üzerindeki haklarından İtalya yararına vazgeçti. Anılan adalar, Batnoz, Lipso, İleriye, Kelemez, İstanköy, İstanbulya, İncirli, Sömbeki, İleki, Herke, Rodos, Kerpe ve Çoban adaları ile bu adalara bağlı olan adacıklar ve Meis Adası’dır.
İkinci Dünya Savaşı sırasında, Onikiada önce Almanlar, daha sonra da İngilizler tarafından işgal edildi. Türkiye’nin Onikiada’yı geri alma talebi İngiltere tarafından reddedildi.
Türkiye, İkinci Dünya Savaşı’na girmediği için Onikiada’nın kaderinin belirlendiği Paris Konferansı’na davet edilmedi. Bu konferans neticesinde 10 Şubat 1947 günü imzalanan ParisAntlaşması ile Onikiada’nın egemenliği İtalya’dan alınarak Yunanistan’a verildi.
21 Devlet arasında imzalanan 1947 Paris Antlaşması’nın 14. Maddesine göre Onikiada gayri askeri statüde olup Yunanistan, bu adalara asayişi sağlayacak miktarda jandarma ve polis dışında asker yerleştiremez.
1947 Paris Antlaşması’na göre gayri askeri statüde olan adalar 1960’ların ilk yarısından itibaren Yunanistan tarafından silahlandırılmaya başlandı. Türkiye bu durumu ilk defa 1964’te protesto etti. Daha sonra Nisan 1975’te Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği’ne nota gönderen Türk Hükümeti, Yunanistan’ın adaları silahlandırmasını protesto etti ve bu durumun Türkiye’nin güvenliğini tehdit ettiğini bildirdi.
Yunanistan, Onikiada bölgesinde bulunan gayri askeri statüdeki adalardan Rodos Adası’na 1 Yunan Mekanize Tümeni; İstanköy Adası’na 1Yunan Mekanize Tugayı konuşlandırdı. Batnoz, Lipso, İleriye, Kelemez, İstanbulya, İncirli, Sömbeki, İleki, Kerpe ve Meis olmak üzere toplam 10 ada’ya da Tabur- Alay seviyesinde askeri birlik konuşlandırdı. Ayrıca, Türkiye’ye yönelik jet harekatı için, İstanköy ve Rodos Adası’na havaalanları inşa eden Yunanistan anılan adalardaki havaalanlarına savaş uçakları yerleştirdi. Mevcut durum itibarıylaOnikiada bölgesinde gayri askeri statüdeki 14 Adadan 12’si silahlandırıldı.
1969 Viyana Antlaşmalar Hukuku Sözleşmesi’ne göre (Madde 39, 9, 40 ve 35), çok taraflı antlaşma hükümlerinin değiştirilmesinde temel kural, antlaşma hükümlerininoybirliği ile değiştirilmesidir.Oybirliği sağlanamazsa antlaşmanın üçte iki oy çokluğu ile değiştirilebileceği de kabul görmektedir.(1945 Birleşmiş Milletler Antlaşması Md.108)
Türkiye ile birlikte toplam 8 devletin taraf olduğu 1923Lozan Antlaşması Boğazlar Sözleşmesi, yine Lozan’a taraf olan toplam 8devletin katılımı ve oybirliği ile 1936’da değiştirilerek Türk Boğazları Montrö Sözleşmesi imzalandı.Yapılan değişiklik,Viyana Antlaşmalar Hukuku Sözleşmesi ve BM Antlaşması’na uygun olarak yapıldığı için uluslararası hukuk kurallarına göre meşru bir değişikliktir.
Türkiye ile birlikte toplam 8 devletin taraf olduğu 1923 Lozan Antlaşması’nın 15. Maddesiise,Lozan’a taraf olan 5 devletin (İngiltere, Fransa, Yunanistan, Yugoslavya, İtalya) ve Lozan’a taraf olmayan 16 devletin katılımı ile 1947’de değiştirilerek Paris Antlaşması imzalandı.Yapılan değişiklik ile Onikiada’nın egemenliği İtalya’dan alınarak Yunanistan’a verildi.Oy birliği veya üçte iki oy çokluğu olmadan yapılan bu değişiklik, sözleşme ve antlaşmalara aykırı olduğu içinmeşru olmayıphukuken geçerli değildir ve uluslararası hukuk kurallarına göre Yunanistan’ın Onikiada üzerinde egemenlik hakkıyoktur.
Türkiye, 1947 Paris Antlaşması’na taraf olmadığı için üçüncü devlet statüsündedir. Paris Antlaşması’nın Türkiye açısından hiçbir bağlayıcılığı yoktur.
1923 Lozan Antlaşmasıyla, Türkiye ile Yunanistan arasında Adalar(Ege) Denizi’nde bir denge sağlanmıştır.1947 Paris Antlaşması ile Onikiada’nın egemenliği İtalya’dan alınarak Yunanistan’a devredildiği için Adalar(Ege) Denizi’ndeki denge Türkiye’nin aleyhine bozulmuştur. Böylece Lozan Antlaşması’nın 15. Maddesi esaslı bir şekilde ihlal edilmiştir.Antlaşmalar Hukuku Sözleşmesi’ne(Madde 60) göre Lozan Antlaşması’ndaki denge esaslı bir şekilde ihlal edildiği için antlaşmanın 15. Maddesi sona ermiş ve geçerliliğini kaybetmiştir. Mevcut durum itibarıyla, Onikiada Türkiye’ye aittir.
Yunanistan, Onikiada üzerinde bulunan bütün askeri birliklerini ve vatandaşlarını ana kıtasına çekerek adaları boşaltmalı ve bölgedeki toplam 14 adayı Türkiye’ye iade etmelidir.
Ümit YALIM
Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri
Ümit YALIM, 1959 yılında Malatya / Yeşilyurt’ta doğdu. 1976 Yılında Kuleli Askeri Lisesi’nden, 1980 yılında Kara Harp Okulu İnşaat Mühendisliği Bölümünden, 1990 yılında Kara Harp Akademisi’nden, 1996 yılında Silahlı Kuvvetler Akademisi’nden mezun oldu. 1997 yılında İngiltere / Londra’da bulunan Savunma Lisan Okulu (Defence School of Languages)’nda İngilizce eğitimi aldı.
Piyade Subayı olarak, Komando ve Hava İndirme birliklerinde Takım ve Bölük Komutanı olarak, Kurmay Subay olarak, İç Güvenlik Tabur Komutanı, Tugay, Tümen ve Ordu Komutanlığı Karargahları ile Genelkurmay Başkanlığı Karargahı ve Milli Savunma Bakanlığı’nda Karargah Subayı olarak görev yaptı.
2000 Yılında Bosna Hersek / Saraybosna’da konuşlu SFOR / NATO Karargahı’nda Karargah Subayı olarak, 2001-2003 Yılları arasında Ürdün / Amman’da Askeri Ataşe olarak, 2003-2005 Yılları arasında Kara Kuvvetleri Lisan Okulu Komutanı olarak görev yaptı.
2006-2009 Yılları arasında Genelkurmay Başkanlığı Karargahı’nda; Harbe Hazırlık ve Harekat İhtiyaçları Şube Müdürü, Silahlı Kuvvetler Komuta ve Harekat Merkezi Amiri, Ortadoğu ve Afrika Şube Müdürü olarak görev yaptı.
2009-2010 Yılları arasında Milli Savunma Bakanlığı Genel Sekreteri olarak görev yaptı ve 2010 yılında emekliye ayrıldı.
Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler alanında doktora çalışması yapan Ümit YALIM’ın yazı, makale ve söyleşileri değişik dergi,internet siteleri ve gazetelerde yayımlanmaktadır.
TÜRKİYE NİN 12 ADALARI GERİ ALMASI HUKUKEN MÜMKÜNDÜR
* Tarih 10 Şubat 1947 Ege’de 400 yıl Osmalı devletinin yönetiminde olan 12 adalar 72 yıl önce Yunanistana savaşmadan nasıl peşkeş çekildi.
* Ege ve Akdeniz de bunlunan 12 Adaların Yunanistana nasıl verildigini ve Yunanistanın eline nasıl geçtigini öğrenince cok şaşıracak ve hayrete düşeceksiniz. ilk olarak ege denizinde bulunan irili ufaklı 12 adanın Türklerin elinden çıkması Osmanlı imparatorlugu zamanında Trablusgarp Savaşı ile başlar.
* Trablusgarp savaşı sırasında 12 adalar İtalyanlar tarafında işgal edilir. Ve savaşın sonunda İtalya ile Osmanlı Devleti arasında 18.ekim 1912 de Uşi anlaşması yapıldı.
* Bu antlaşmaya göre Osmanlı Devletinin isteği ile 12 adaları Balkan savaşlarının devam etmesi gerekçesiyle geçîci olarak İtalyada kalması konusunda anlaşarak.Uşi anlaşmasının imzalanır ilk 3 maddesi şu şekilde yapılmıştır
1.Trablusgarp ve Bingazi’ye tam bir özerklik tanındı. Trablusgarp ve Bingazi, yeni bir kanun ve özel düzenle yönetilecektir.
2.Trablusgarp ve Bingazi’de Osmanlı Devleti’nin çıkarlarını, padişah adına naibü’s-sultan olarak tayin edilen bir görevli koruyacak, dini ve adli işler, padişah tarafından seçilecek kadılar eliyle yürütülecekti. Kadı ve Naibü’s-Sultan’ın maaşları, Osmanlı maliyesince ödenecekti.
3. İtalya On iki Ada’yı geçici olarak elinde tutacak, Osmanlı İmparatorluğu Balkan Savaşlarında bu adaları savunamayacaktı.
Özellikle Yunanistan’ın adaları işgal edebileceğinden korkulmuştur. Fakat İtalya II. Dünya Savaşını kaybedip adaları 1947’de Yunanistan’a devredene kadar elinde tutmuştur.
* İkinci Dünya Savaşı da hükmen yenilen italya bazı topraklarımı ve 12 adayı geri vermek zorunda kaldı. Bu nedenle 1946 ikinci dünya savaşında galip develer ile İtalya arasında Paris antlaşması yapıldi. Bu anlaşmaya 12 adalar konusuda bir sonuça varılması icin Türkiye ile Yunanistan davet edildi.
* 1946 yılında Türkiye de iktidar olan CHP
hükümeti İsmet inönün başkanlıginda 12 adalar hakında karar verilmek toplantı düzenledi. Bu toplatıda Paris konferansa katılmama yönünde bir karar aldı.
* Paris düzenlenen konferansa katılmama kararı çok saçma bir karardır. Türkiye nin Egede ve Akdeniz deki kıta sahanlında konusunda ilerde büyük sorun oluşturacak stratejik hata olduğu açıkça bellidir.
* İnönü iki dünya savaşına girmeyen Türkiye’nin savaş sonunda herhangi bir çıkar peşinde koşmayacağını ifade ederek.saçma sapan bir bahane ile 12 adaları Yunanistana tamamen peşkeş çektigi açık bir şekilde
ortadadır. Bun sebebten dolayı egedeki 12 adaların hepsi yunanistan egemenliği ne girdi.
* Halbuki konferansa bir Türk heyeti katılmış olsa idi en azından Ege kıyılarına çok yakın adalardan bazılarının alınma şansı doğabilirdi. Yunanistan’a 12 adalar rum nüfusu yogunlugu göze alınarak Paris konferansınada Türkiye’nin katılmadıgın dan dolayı bir talebi olmadığı için 12 adaların tamamı Yunanistan’a verildi. Sadece Nüfus dengesine göre karar verilmesi Türkiye’ye karşı bir hukuksuz bir davranıştır.
* Türkiye Paris konferansın bu hakkını arayabilirdi. Örnek olarak Batı Trakya’daki nüfusun %80 Türk ve Müslümandı ama Lozan antlaşmasında Batı Trakya bölgesinin Yunanistan’a bırakılması. Bu da nüfus dengesinin görmezden gelinerek verilmiş bir karardır tek başına yeterli bir gerekçe olmadığını göstermektedir
* Ancak Türkiye’nin konferansa katılmaması bu ihtimalleri en başından ortadan kaldırdı. 10 Şubat 1947’de İtalya Paris Antlaşmasını imzaladı. Bu antlaşmayla 12 Ada silahsızlandırılmak şartıyla Yunanistan’a bırakıldı.
* Türkiye nin 1946 yılında imza atmadığı Paris anlaşması iptalini isteme yada yenide düzenleme hakkı olabilir.
* Türkiye 1912 de italya ile Osmanlı Devletinin imzaladığı Uşi anlaşmasını gerekçe göstererek 12 adalardan hak İda edebilir.
* Türkiye Uşi anlaşmasını sebep göstererek Birleşmiş Milletlere 12 adalar hakkında yeni bir düzenleme istemesi en doğal hakkıdır.
* 12 adalar hakında yeni bir antlaşma talep ederek.Yunanistanı uluslararası düzeyde psikolojik olarak sıkıştıyarak 12 adanların hepsini olmasa bile bize yakın en az 5 yada 6 adayı almamız mümkün olabilir.
* Bu konuda araştırma yapılması gerekir diye düşünüyorum. Türkiye olarak bu konuda kamuoyu oluşturmak gerekir.
* Ne yazık ki Türkiye için acı bir geçek ise kuruluş savaşıda zafer kazan bir milletin Misaki mili sınırları içinde bulunan. Kuzey Irakta,ki Musul Kerkük ve Batı Trakya daki Selanik ve nüfusun en az % 80 müslüman ve Türk olan bölgeleri savaşta değil masada kaybetmesi acı bir olaydır.