Sesimi duyurmada belki daha etkili olur diye böyle başlık attım.
Burası çok önemli. Duymaları gerek.
C.B. ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Üyeleriyle yaptığı toplantıda konuştu.‘‘Yüksek faizle bir yere varamayız. Yüksek faize karşıyız.’’
‘‘Bankaların iş dünyasını nasıl sömürdüğünü biliyorum. Birçok yatırımcı, girişimci faiz yükü altında eziliyor. Bana yatırım, istihdam, üretim, ihracat lazım.’’
‘’Faizi ne kadar aşağı çekerseniz enflasyon o kadar düşer.’’
Son cümle dışında söylediklerine ben dahil,ekonomi işleyişi hakkında bilgi kırıntısı da olmasa aklını kullanan sokaktaki insanlar da katılır. O halde problem nerede? Faizi düşürmek ancak enflasyonu kontrol altında tutup düşürmenin sonunda yapılmalıdır. Yani enflasyon %30’lar gibi uçuyorken faiz indirimine gidemezsin.
Yukarıdaki konuşmayı kendi mi hazırladı, yoksa danışmanları mı bilemem. Ama bilinmesi gereken bir ülkede üretim düşükse, sonuç olarak yüksekithalatla dış ticaret açığı ve dolayısıyla bütçe açığını arttırıyorsa,Devletin dış ve iç borç ödeme giderleri yüksekse, bunlar büyük vergi yüküne yol açıyorsa, bunların faturasını halka kesmek için yağmur gibi zamlar yağıyorsa enflasyon yüksek olur. Yüksek enflasyon faizve kurlarda artışa neden olur. O halde gerekirse borçlanmaya gitmek, özellikle elektrik, doğal gaz gibi endüstrinin de kullandığı başta enerji ünitelerine zam yapmaktan kaçınmak gerekir. İster esnaf, ister çiftçi, ister iş insanı, fabrikatör olsun kullandığı girdilere zam geldiğinde bunu ürettiği mallara aktarmak zorundadır. Özellikle kar marjı düşükse,zam yapmadan varlığını sürdüremez.
TÜİK’in enflasyonla ilgili gerçeği yansıtmayan istatistiklerive buna dayanarak uygulanan ekonomi politikaları dengeleri çok bozdu. AKP döneminde sanayide, tarımda emeğiyle çalışanlarla, memur ve emekli kesim her yıl hem daha fakirleşti, hem de çok borçlandı. Hataları düzeltmede doğru adım atıldığı da yok. Bu yüzden faiz düşürülmesinde çok zorlanacağız. Düşük faizin önemini iyi kavramış birçok Batı ülkeleribaşta olmak üzereonlarıkıskanmamızı gerektirecek faizlerisıfırlara kadar inmişken bizde son kararla Politika Faizi 475 baz yani %4.75 arttırılarak %15’e yükseltildi. Arkasından yine her şeye zam yine körüklenen enflasyon. Zihniyette değişiklik yok.
Hem zam yağdıracaksın, hem de düşük faizolsun isteyeceksin, olmuyor. O halde ya akıllanacaksın, devlet kurumlarındaki diğer reformlarla birlikte ekonomi ehil ellere devredilip yönetilecek, ya da dizini dövmekten kurtulamayacaksın.
Faizi düşürmenin yolu enflasyonunkontrol altında tutulması sağlandıktan sonra kademeli olarakindirmekten geçer. Batı ülkeleri böyle başardı. Bunu anlamadan ahkam kesmek olmaz.
Saygılarımla
Erol Başarık Ekonomist – Reform 2000 Party’si Genel Başkanı – İngiltere
Ekonomist, Siyasetçi, İş Adamı. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi İşletme – Maliye bölümü mezunu. 1970 yılından beri Londra’da yaşıyor. 1997 yılında İngiliz siyasetine Bağımsız Milletvekili adayı olarak girdi. 2000 yılında Reform 2000 Party’sini kurdu. Halen aktif olarak başkanıdır. Dört Parlamento, bir Avrupa parlamentosu ve bir de Londra Büyük Şehir Belediye Meclis Üyeliği olmak üzere altı büyük seçime girdi. İngilizce yazıları İngiliz Milli ve yerel gazetelerinde yayınlandı. Halkın yararına kanun çıkarılması yolunda mücadele verdi. Türkçe yazıları Cumhuriyet Gazetesi de dahil olmak üzere Türkiye’de çeşitli yayın organlarında, Londra’da Türkçe Gazetelerde, internet sitelerinde yayınlandı. 2002 Yılında Sadettin Tantan’ın Yurt Partisinden İstanbul 1. Bölge, 2007’de Bağımsız aday olarak İstanbul 3. Bölgeden Milletvekili adayı oldu. İngiltere Atatürk’çü Düşünce Derneğinde Yönetim Kurulu azalığı yaptı. Halen ADD’nin Danışma Kurulu üyesidir. Bütün dünya insanlarının güvende ve ekonomik refah içinde yaşaması, Müslüman Ülkelerin çağdaş düşünceye kavuşması en büyük ideali. Hak, hukuk ve adalete dayalı bir demokrasiyle, Güçlendirilmiş Parlamentosu olan, insanların refahiçinde yaşadığı bir Türkiye için mücadele vermeye devam ediyor.