Seçilmiş ABD başkanı Joe Biden, 7 Ocak günü yaptığı konuşmada, Başkan Trump’ı, Washington’da meydana gelen olayları kışkırtmakla ağır şekilde suçladı. Bütün demokratik kurumlara, yargıya, Kongre’ye ve medya’ya saldırmakla itham etti.
Biden haklı idi. Dört yıllık iktidarı boyunca bütün demokratik kurumlara saldıran Trump, doruk noktasına bu kez doğrudan Kongre’ye saldırarak ulaşmıştı. Yaptığı, bir darbe girişiminden başka bir şey değildi.
Biden konuşmasında Trump’ın yargı sistemi üzerindeki tahribatı üzerinde özellikle duruyor. Demokrasinin korunmasında yargı bağımsızlığının hayati önemine vurgu yapıyor. Trump’ın seçim hileleri konusunda yaptığı temelsiz başvuruları, üstelik kendi atadığı yargıçların hukukun üstünlüğünü savunarak reddetmesi üzerinde duruyor. Biden bu tespitleriyle, demokrasinin korunmasının, yargıçların verilen emirlere değil, hukuka olan bağlılıkları ile ancak mümkün olabileceği gerçeğine dikkat çekiyor.
Ancak, Biden’ın da vurguladığı gibi, tahribat sadece Adalet Bakanlığı ile sınırlı değil. Bütün demokratik kurumlar ağır hasarlı.
Son zamanlarda ABD basınına yansıyan haberlerde, örneğin, bünyesine meslek dışından yapılan liyakat dışı yoğun atamalarla Dışişleri Bakanlığının kurumsal yapısının uğratıldığı hasarın giderilmesi için girişimler başlatıldığı bildiriliyor. Biden “bütün demokratik kurumlarımızı yeniden canlandırmalıyız” vurgusu bu sebeple yapıyor.
Son olaylar, ABD halkı, şimdiye kadar görülenin üzerinde bir oranla seçimlere katılarak, ülkeyi felakete sürüklemekte olan bir başkandan kurtulmayı başarabilmiştir. Biden’ın da söylediği gibi, önümüzdeki dört yıl Trump’ın dört yılda yaptığı hasarın onarılması ile meşgul olunacaktır.
Ne yazık ki dünyadaki başka halklar, ülkelerine ağır hasar veren yöneticilerinden kurtulmak konusunda ABD halkı kadar erken ve uyanık davranamıyorlar.
Aşağıda, Biden’ın bir demokrasi ve hukuk dersi niteliğindeki konuşmasından bazı bölümler var. Kendi ülkeleri söz konusu olduğu zaman çok doğru saptamalar yapabiliyorlar.
“Son dört yılda, demokrasimize, anayasamıza ve hukukun üstünlüğüne olan nefretini her yaptığı işte açık eden bir başkanımız oldu…
“Demokrasimizin kurumlarına topyekun bir saldırı yürüttü..
“Gücünü sorgulamaya cesaret eden hür basına saldırdı, hür basını defalarca halk düşmanı olarak tanımladı..
“Bu, dünyadaki otokratların ve diktatörlerin iktidarda kalmak için kullandıkları lisandı…
“ABD silahlı kuvvetlerini barışçıl göstericilerin üstüne gönderdi…
“Mahkemeleri, ne olursa olsun kendisini destekleyecek yargıçlarla doldurabileceğini sandı..
“Ancak, kendi atadığı yargıçlar, onun talimatlarını yerine getirmek yerine, namuslu davranıp Anayasa’yı izleyince ve hukukun üstünlüğünü savununca şaşkına döndü.(Bazılarının kulakları çınlasın).
“Bu ülkedeki demokratik kurumların önemini anlamak istiyorsanız, yargıya bakın!
“Yargı, Başkanın bütün baskılarına karşın, görevini yaptı. Her aşamada tamamen adil, tarafsız, onurlu ve dürüstçe davrandı.(Alah Alah demek böyleleri de var)
“Demokrasinin yaşatılması, milletimizi temsil eden bağımsız yargıyı temsil eden insanlar sayesinde oldu…
“Başkan, adalet bakanına kendi avukatı, adalet bakanlığına da kendi hukuk bürosu muamelesi yaptı..
“Bu başkandan (Trump) hep aynı şeyi duyduk: benim generallerim, benim yargıçlarım, benim Adalet Bakanım
“Yargı başkanın iradesine hizmet etmediği gibi, mevcudiyeti de başkanı korumak amacını taşımıyor.
“Yönetim şeklimizin birbirine eşit üç kolu var. Başkan, hukukun üstünde değil.
“Yargı halkın hizmetindedir, güçlüyü korumaz. Ve yargı kördür!
“(Washington’daki) son olaylar bize gösterdi ki, her şeyden önce Adalet Bakanlığı’nın onurunu, dürüstlüğünü ve bağımsızlığını ihya etmeliyiz.
“ADALET BAKANLIĞI MENSUPLARINA ŞUNU SÖYLÜYORUM: BANA ÇALIŞIYOR DEĞİLSİNİZ. SADAKATİNİZ DE BANA DEĞİL, HUKUKA, ANAYASAYA VE BU MİLLETE.
“Son olaylar bize şunu gösterdi: Hukukun üstünlüğüne kendimizi adamalıyız. Demokratik kurumlarımızı yeniden canlandırmalıyız”.
Joe Biden’ın, dört yıl Trump tarafından yönetilen ABD için yaptığı saptamalar başka bir ülkeyi de çağrıştırıyor ise, bu, kuşkusuz tamamen tesadüften ibarettir!