Uğurlar Olsun | Hatice Topçu Yazdı

“İnsanlar sadece konuştukları şeylerden değil, sustukları şeylerden de sorumludurlar.”
Uğur MUMCU

Uğurlar Olsun | Hatice Topçu Yazdı
Yayınlama: 24.01.2024 20:14
A+
A-

1990’lı yıllar Türkiye’yi sarsan suikastların ve faili meçhul cinayetlerin yaşandığı yıllardır. 1990-1993 yılları karanlık yıllar olarak adlandırılır. Bu yüzden ben Uğur Mumcu’yu kendi sözleriyle anlatmaya çalışacağım. Onun hayata bakışını, dik duruşunu en iyi anlatan sözlerinden biri yukarıya aldığım sözüdür.

Karanlık yıllar adıyla tarihin sayfalarında yerini alan1990-1993 yılları faili meçhul cinayetler, gözaltılar, infazlar, özetle insan hak ve özgürlüklerinin askıya alındığı yıllardır.Faili meçhul cinayetlerde sadece 1992-1993 yıllarında 630 insanın öldürüldüğüTBMM Faili Meçhul Siyasi Cinayet Raporundayer almıştır. Aynı rapor 1975-1994 yılları arasında geçekleşen toplam faili meçhul cinayetlerde yaşamını yitirenlerin sayısını 908 olarak belirlemiştir.

İşte bu denli karanlık yıllardı onun aramızdan ayrıldığı yıllar…

Ama o karanlık yıllarda Uğur Mumcu susmadı, öldürülme tehditlerini aldığı halde yazmayı, gerçekleri söylemeyi sürdürdü.

31 yıl önce 24 Ocak 1993 tarihinde arabasına konan bombanın patlamasıyla öldürüldü. Onun kalemi keskindi çünkü o eğilip bükülmeyen bir gazeteciydi.Gerçekçiydi, çünkü amacı karanlığa ışık tutmaktı ve onun kendi varlığından daha büyük amaçları vardı. Bu yüzden o gücünü korkusuz yüreğinden alır.

Karanlıktan beslenenler, düşmanıdır umudun, sevginin, barışın. Düşmanıdır onurun, özgürlüğün. Bu yüzden onlar sevmezler yürekli, cesur insanları. Sevmezler gerçeğin peşinden koşanları, gerçeği arayanları…

Ankara’nın zemheri ayazında, bir pazar sabahında hain bir pusuda kalemi düşmüştü kana gazeteci Uğur Mumcu’nun.

Merak ediyorum onu susturduklarını sananlar bugün onun sesinin daha gür ve daha etkili çıktığının farkındalar mı?

Artık o sayısız demokratik kitle örgütünün gür sesiyle “Adalet ve Demokrasi Haftası” ile sesleniyor insanlığa.

Adalet ve Demokrasi Haftası, Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı öncülüğünde çok sayıda demokratik kitle örgütünün benimsediği Uğur Mumcunun öldürüldüğü 24 Ocak 1993 tarihi ile 31 Ocak 1990 tarihinde öldürülen Prof. Dr. Muammer Aksoy’un ölüm tarihlerinin bileştirilmesiyle 24-31 Ocak tarihleri olarak belirlenmiştir ve bugün sayısız demokratik kitle örgütü tarafından belirlenen hafta kapsamında paneller, konferanslar ve çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir.

Bu yüzden onu susturduklarını sananlar cesareti ve inanmanın ne büyük güç olduğunu bilmeyenlerdir.

Onu öldürdüklerini sananlar ölümsüzlüğün ne demek olduğunu bilmeyenlerdir.

Çokça ismi var Uğur Mumcu’nun kimileri kalpaksız Kuvayi Milliyeci dediler ona kimileri sakıncalı piyade…

Gelin onu kendisinden dinleyelim.

“Ben Atatürkçüyüm, ben, cumhuriyetçiyim, ben lâikim, ben antiemperyalistim, ben tam bağımsız Türkiye’den yanayım, ben insan hakları savunucuyum, ben terörün karşısındayım; ben yobazların, hırsızların, vurguncuların, çıkarcıların düşmanıyım. Dün sabaha değin araştırararak yazdığım hiçbir konuyu yalanlayamadınız. Öyleyse vurun, parçalayın. Her parçamdan benim gibiler beni aşacaklar doğacaktır.” 

Hal böyle olunca hedef olur insan kısadan köşe dönmek isteyenlere. Amacına ulaşmak için insanları araç görenlere. Hele hele çıkarları için kul olmayı seçenler dayanamaz böylesine dik duruşlu cesur insanlara…

Sakın unutma!…

“Atatürk modern Türk devletinin ruhudur. O ruhu çıkardığınız takdirde geriye kalan şey, her kesimin tekme atacağı bir enkaz olur. Belki kimse farkında değil ama Türkiye Cumhuriyeti devletini bir arada tutan bu ruhtur. Atatürk yoksa Türkiye de yoktur.”

İçinde bulunduğumuz yer “Kahrolsun istibdat!” diyerek istibdatta hizmet edenlerin bulunduğu yerdir. Atatürkçü oluğunu söyleyip, ülkede laiklik sorunu yoktur diyenlerin bulunduğu yerdir. İçinde bulunduğumuz yer, söylenenlerle algı oluşturup yapılanlarla ülkenin farklı yönlere çekildiği yerdir. Özetle içinde bulunduğumuz yer algı operasyonlarıyla düzeni değiştirmek isteyenlerin amaçlarına erişmeleri için muhalefetin de dizayn edildiği bir yerdir.

Asıl istibdat yerel seçimlerden sonra, unutma!…

“…Öyleyse vurun, parçalayın. Her parçamdan benim gibiler beni aşacaklar doğacaktır.” 

Ama bir gerçek var ki o da Atatürkçülük ölmez,

Uğurlar ölmez!…

Saygıyla özlemle anıyoruz…

Rize’de doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Rize’de tamamladı. Lisans eğitimini işletme alanında, yüksek lisans eğitimini; Eğitim Bilimleri, Eğitim Yönetimi ve Denetimi alanında tamamladı. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Eğitim Yönetimi ve Politikaları Ana Bilim Dalı, Eğitim Yönetimi ve Teftiş Doktora Programına devam etti. Eğitim iş kolunun çeşitli kademelerinde görev yaptı. 21.02.2019 tarihinde kamudaki eğitim yöneticiliği görevinden emekli oldu. Eğitimci-Yazar-Şairin; TODAİE Hazırlık Kılavuzu, iki adet şiir, on bir adet çocuk ve genç edebiyatı olmak üzere toplam 14 adet kitabı bulunmaktadır. Ayrıca eğitim bilileri aralında ulusal ve uluslararası dergilerde yayımlanmış makaleleri bulunmaktadır. Meslek hayatı boyunca çok sayıda ulusal proje ile Avrupa Birliği projesi yazmış ve yönetmiştir. Eğitim bilimleri, proje döngüsü ve kişisel gelişim alanlarında çok sayıda eğitici eğitimi sertifikasına sahip olup yetişkin eğitimleri vermiştir. Halen çeşitli gazete ve haber sayfalarında makaleler yazmaktadır. Medya Siyaset Yayın Grubu Genel Yayın Koordinatörü ve programcılığı yapmaktadır.